-
1 سينما
beyaz perde; sinema -
2 screen
n. ekran, perde, bölme, paravan, pano, siper, elek, kalbur, beyaz perde————————v. perde ile ayırmak, korumak, saklamak, gizlemek, örtmek, kamufle etmek, kalburdan geçirmek, elemek, eleme yapmak, oynatmak (film), ekranda göstermek, filme almak (kitap vb.)* * *1. göster (v.) 2. perdele (v.) 3. ekran (n.)* * *[skri:n] 1. noun1) (a flat, movable, often folding, covered framework for preventing a person etc from being seen, for decoration, or for protection from heat, cold etc: Screens were put round the patient's bed; a tapestry fire-screen.) paravana, bölme2) (anything that so protects etc a person etc: He hid behind the screen of bushes; a smokescreen.) perde, örtü3) (the surface on which films or television pictures appear: cinema/television/radar screen.) perde, ekran2. verb1) (to hide, protect or shelter: The tall grass screened him from view.) perdelemek2) (to make or show a cinema film.) göstermek, oynatmak3) (to test for loyalty, reliability etc.) sınamak4) (to test for a disease: Women should be regularly screened for cancer.) taramak•- the screen -
3 экран
ekran; perde; sinema* * *м1) ekranэкра́н рада́ра — radarın ekranı
телевизио́нный экра́н — televizyon ekranı
2) perdeкинематографи́ческий экра́н — sinema perdesi
3) перен. ( киноискусство) sinema, beyaz perde••фи́льмы пе́рвого экра́на — birinci vizyon filmler
-
4 doek
(lap) bez s; (toneel) perde s; (film) beyaz perde s -
5 киноэкран
-
6 экран
Турецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > экран
-
7 the screen
n. beyaz perde, sinema dünyası* * *cinema or television films: You can see him on the screen quite often; (also adjective) (screen actors.) film -
8 the silver screen
n. beyaz perde -
9 the silver screen
n. beyaz perde -
10 Leinwand
-
11 Leinwand
2) film beyaz perde -
12 Leinwand
f.beyaz perde -
13 سينما
-
14 снежный
1) kar °; karlı, karla örtülü / kaplıсне́жная бу́ря — kar fırtınası
сне́жная лави́на — çığ
сне́жная зима́ — karlı kış
сне́жное по́ле — karla örtülü tarla
сне́жная пелена́ — kardan perde
лепи́ть сне́жную ба́бу — kardan adam yapmak
ска́терть сне́жно́й белизны́ — kar gibi masa örtüsü
••сне́жный челове́к — kar adamı
сне́жная слепота́ — kar körlüğü, karık (-ğı)
См. также в других словарях:
beyaz perde — is. 1) Göstericiden çıkan görüntülerin üzerinde yansıdığı, sinema filminin oynatıldığı yüzey 2) mec. Sinema Beyaz perde yıldızı … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyaz — is., Ar. beyāż 1) Ak, kara, siyah karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Müdür, arkasına beyaz bir gömlek giymiş, ellerini de göbeğinin üstünden kavuşturmuş. M. Ş. Esendal 3) Beyaz ırktan olan kimse Agni nin iki kızı var, biri beyaz, biri siyah. H. R.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
perde — is., Far. perde 1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
SÜTRE-İ BEYZÂ — Beyaz perde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sinema — is., Fr. cinéma 1) Herhangi bir hareketi düzenli aralıklarla parçalara bölerek bunların resimlerini belirleme ve sonra bunları gösterici yardımıyla karanlık bir yerde, bir ekran üzerinde yansıtarak hareketi yeniden oluşturma işi 2) Film… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekran — is., Fr. écran 1) Üzerine bir cismin ışık yoluyla görüntüsü düşürülen, saydam olmayan düz yüzey, görüntülük 2) Beyaz perde, görüntülük 3) sin., TV Televizyon camı, görüntülük Birleşik Sözler ekran koruyucu sayfa ekran … Çağatay Osmanlı Sözlük
Turkish cuisine — Variety of Turkish Dishes Turkish cuisine (Turkish: Türk mutfağı) is largely the heritage of Ottoman cuisine, which can be described as a fusion and refinement of Central Asian, Middle Eastern and Balkan cuisines.[1] … Wikipedia
Karagöz — is., öz. 1) Deve derisinden veya mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerini beyaz bir perde üzerine arkadan ışık vererek yansıtma yoluyla oynatılan oyun 2) Bu oyunda halk görüşünü ve duyuşunu veren kimse Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaz — is., hay. b. 1) Perde ayaklılardan, uzun, beyaz veya gri boyunlu, suda ve karada yaşayan, uçan, yabani veya evcil kuş (Anser) 2) sf., mec. Budala Birleşik Sözler kaz adımı kazayağı kazboku kaz kafalı kazkanadı deniz kazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
martı — is., hay. b., İt. martin Martıgillerden, çoğu beyaz renkte, eti yenmez, yüzücü, perde ayaklı deniz kuşlarının ortak adı (Larus) Birleşik Sözler küçük martı … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜBERKAA — Yüzünde perde olan kadın.* Başı beyaz olan koyun … Yeni Lügat Türkçe Sözlük